Pazartesi değil de "pazar sendromu" yaşadığım şu dakikalarda aklıma gele gele Penguen Dergisinin çoook eski bir sayısındaki Ersin Karabulut yazısı geldi. Hayalindeki bir diyalogu şöyle anlatıyordu:
"'Taksim Üsküdar’a taşınıyormuş doğru mu?’ desem, ‘Aaa, nasıl olur öyle şey!’ yerine 'Evet doğru tabi..Hatta Kadıköy de Waşintına götürülecekmiş öyle duydum..' diye cevap alsam." (Tam metni, arşive girip bulacağım. Ersin Karabulut’tan özür diliyorum): )
Bence taşınabilir, normaldir, Waşintınlı insanlar Kadıköy’ü, Kadıköy’e gelmeden görebilir.
Olabileceğini, son zamanlarda Kadıköy’e taşınan Beyoğlu ispatlamıştır. Beyoğlu’nun alternatif sahneleri, konsept kafe, bistro ve pubları Kadıköy’e göz göre göre taşınıyor ya da zaten Kadıköy’de açılıyor. Bunu fırsat bilen sanatçılar (tasarımcılar, tiyatrocular vb) Kadıköy’den ev bakmaya başladı ki, ev kiralarının önlenemez artışından anlaşılıyor. Bunlar hep Beyoğlu Belediyesi!
Mesela bu sahnelerden birisi, Yeldeğirmeni’nde eski bir kıraathaneyi sahneye çevirmiş, Beyoğlu’ndan kaçarak Kadıköy’e mesken eylemiş Kadıköy Terminal. Doğaçlama performans sergilenen sahnede, iki tiyatro grubu sahne alıyor: AZOT ve İstanbulimpro. Profesyonel oyuncuların yanı sıra aday oyuncular da sahne alıyor ki, o da keyifle izleniyor.
Alternatif sahnelerin yanı sıra, alternatif ve konsept mekanlar da, takip edemediğim bir hızla artıyor. Mekanlara sokaklar bile yetişmiyor ki; barlar sokağı, Kadife Sokaktan, Moda Caddesine, Piri Çavuş Sokağa taştı. Zeplin, Ayı, London Pub dünya biralarını menülerine almakla kalmıyor, çalışanlara aralarındaki farkları anlatıyor, böylelikle, menünün altından kalkamazsanız, masanızla ilgilenen arkadaşa “Sence ne içeyim?” diye sorabilirsiniz. Bayıla bayıla öneri verecektir.
Kadıköy sokakları, insanları zaten güzeldi. Şimdi çok başka güzel oldu. Sokaklar hem öğreniyor, hem öğretiyor; hem eğleniyor, hem de eğlendiriyor.
Bu arada şeftali ne de romantik yahu!
Sevgiler,
Utku
Comentarios