Ben protest hayatı severim. Aktivistleri, direnişçileri, anarşistleri severim. Bir duruşları var insanların. “Artık domatesler böyle parlak parlak, albenili; GDO'lu diyorlar ama sen önemseme, ye, yedir” diyene, “Çocuklarına şu dilde isim koyamazsın” diyene, “Tüp gaz patlaması olabilir ama biz bir terörist seçtik” diyene, "Çok afedersiniz, Ermeni" diyene "Dur!” diyeni çok severim.
Hele ki “Bu parkı yıkıyorum ben, sen de buna alışacaksın” diyene “Dur!” diyeni bambaşka sevdim, seviyorum, saygı duyuyorum, beğenerek takip ediyorum.
Veganlığı tercih eden, canlılara zarar verilmesini protesto eden kişilere aynı saygıyı hissediyorum, “Goldenleriniz için sabah erkenden park bahçe geziyorsunuz, ama akşam yemekte tavuk yiyorsunuz” dediklerinde oldukça haklı olduklarını düşünüyorum. Ancak anlamadığım bir şey var: Fesleğenlerin canı yok mu? Kloroplastları olduğu için mi, yer değiştirmeden hareket ettikleri için mi suçlular? Ses çıkarmadıkları için canının yanmadığına emin miyiz?
Yıl olmuş 2014; ne yaprakla muhtelif yerlerimi kapatıyorum, ne de acıkınca avlanıyorum. Üretime direkt katkıda bulunmuyorum, ama ileri derecede tüketiyorum. Her gün işe gidip geliyorum, iş çıkışında bir yerlere gidip bir şeyler içiyorum, öğle yemeklerinde ne yesem, sabahları ne giysem diye düşünüyorum. Yani her olağan tüketiciden biriyim. Zaten pamuk yetiştirsem, üzüm yetiştirmeye yetişemem; domates eksem, tütün dikmeye. Bir görev dağılımı yapmak şarttı. Bu görev dağılımı içinde politik görüşümün bana verdiği yetkiye dayanarak, ihtiyacımdan fazlasına el uzatmamayı doğru buluyorum. Bu nedenledir ki pamuk yastık kullanıyorum, ipek gömlek giyiyorum, yerli domates yiyorum. Zaten az buçuk tarımdan anlayan biri olarak hayvancılık yapmazsanız, iyi bir tarım yapamazsınız. Hiçbir şey için olmasa da iyi bir tarım ürünü için hayvancılık yapmanız gerekir, aksi halde sentetik girdilere mecbur kalırsınız.
Şimdi veganlara sormak istiyorum: Yastık/yorganları kaz tüyü kullanmak yerine sentetik kullandığımızda endüstriyel ürün kullanmayı destekliyor, dolayısıyla hayvanların yaşam alanlarına daha çok zarar vermiyor muyuz?
Gelin, ortak noktada buluşalım; sağlıklı yaşayabileceğimiz kadarını yiyelim, şımarıklık yapmayalım. Daha etli olması ve hızla büyümesi için, şişirilen ve gün yüzü görmeden kandırılarak öldürülen tavukları yemeyelim. Ama doğal hayatında gezen tavukları, yumurtalarını yiyelim.
Aslında benim derdim şu: bize cani diyorsunuz ya, ben çok kırılıyorum.
Sevgiler,
Utku
Comentários