Suriye Topraklarına Dair, Öğrendiğimde Beni Şaşırtan, Sizi de Şaşırtacağını Düşündüğüm Bilgiler:
30 yıllık hayatımda çok savaş gördüm. Çünkü her savaşın akşam yemeği masasında konuşulduğu bir ailede büyüdüm. Hayat bize mutlu olma şansını vermemişti, biz Dünyanın öbür ucunda hiç tanımadığımız bir insanın gözyaşı bile içimizi parçalamıştı.
Yaşamımdan geçen, geçerken iz bırakan savaşlara rağmen, beni hiçbirisi Suriye İç Savaşı kadar etkilemedi. Bazen nedenin yaşım dolayısıyla hormonlarım olduğunu düşünürken, çoğunlukla sosyal medyayı suçluyorum.
Öyle ya, hep cinayet vardı, hep katliam vardı; biz en iyi ihtimalle akşam haberlerinde alıyorduk haberini, o da bir-iki dakikalık bantlarla.
Koskoca yaşamım, koskoca 30 yılım, 20. yüzyılın sonu 21. yüzyılın başına denk geldiğinden mütevellit Orta Doğu Savaşlarının içine düşmüşüz. 50.000 yıllık insanlık tarihinde (ki en yakın atadır sadece) kendimizi nimetten sanmamızın çok da anlamı yok aslında.
Din savaşları dediğimiz süreç de en nihayetinde 2.000 yıl önce başladı. Öyle ya biz kimiz ki!
Ne 'Cennet vatanımcı', ne de 'Sorsalardı Norveçli olmak isterdim'cilikle yazıyorum: Suriye'nin 5 yılının farkında olan bir Batılı olarak çok şaşırdığım, sizin de şaşıracağınızı düşündüğüm birkaç madde yazmak istedim.
Bilinen İlk Şarkı
İnsanlık tarihinin bilinen en eski şarkısı (yaklaşık 3400 yıl önce) şimdiki Suriye topraklarında, Lazkiye'ye yakın Ugarit Antik Kentinde bulundu. Zengin Mezopotamya kültürünün bir yansıması olacaktı elbette. Yazıyı okurken, bir taraftan da bu şarkıyı dinleyin, belki siz de benim gibi anlamlandırmaya çalışırsınız:
Türkiye Dışında Toprak Parçası
Türkiye'nin başka ülkenin toprakları dahilinde olan tek toprak parçası Süleyman Şah Türbesi Suriye'de. Bu bilgiyi 2015'te yaşadığımız krizden dolayı bilmeyen yok ama yine de eklemek istedim.
Şam Fıstığı
Şam fıstığı ve Antep Fıstığı aynı mıdır? Değildir. Değilmiş. Şam fıstığı Antep fıstığına göre daha iri ve etliymiş. Siirt fıstığı gibi sanırım.
Ayrıca Şam da Halep'e haksızlık yapmış. Halep'te üretilen fıstıklara dağıtım yeri olduğu için ismini vererek kendi reklamını yapmış. Sahrap Soysal'ın ilgili yazısı:
Neden Halep değil; Şam fıstığı yazısı için tıklayın.
Sultan Vahdettin'in Mezarı
Roma'da ölen Osmanlı İmparatorluğunun son padişahı Sultan Vahdettin'in mezarının Türkiye'ye girmesi yasak olduğu için Şam'da Süleymaniye Külliyesinde. Borcundan dolayı naaşını vermek istemeyen İtalya'ya borçlarını karşılayacak parayı Suriye vermiş üstelik.
Sultan Vahdettin hakkında Vikipedi yazısı için tıklayın.
Tedmur Cezaevi
Palmira denildiğinde bizim aklımıza ilk önce IŞİD'in elinden kurtarılan Palmira Antik Kenti geliyor; ancak bir kısım Suriyelilerin aklına türlü işkenceleriyle siyasi suçluların yattığı Tedmur (Palmira) Cezaevi geliyor.
IŞİD'in 2. Gelir Kaynağı
Palmira demişken, Palmira Antik Kenti üzerinden bir iddiayı da yazmakta fayda var: IŞİD'in petrolden sonra en önemli gelir kaynağının tarihi eser kaçakçılığı olduğu ve özellikle Avrupalıların bu eserlere özel ilgi gösterdiği. Yıkım videolarını yayınlanan Ninova Antik Kentinin ve Ninova Müzesinin eserlerinin British ve Louvre Müzelerinde olması bu iddiayı kanıtlıyor gibi. Üstelik yıkım videoları gösteriyor ki, Suriye ve Irak'taki eserler sadece replika. Avrupalılar, Orta Doğu ve tarihi eser denildiğinde aklıma hep bu fotoğraf geliyor ve içim acıyor:
Suriye'de Kumsal Keyfi
Beni en çok şaşırtan, hala daha şaşırtmaya devam eden; tıpkı Türkiye toprakları gibi, şu anda Suriye'nin batısında (Lazkiye civarında) denize giriliyor olması. Instagram'da Lazkiye etiketini ararsanız, savaş fotoğrafları değil; kumsal, parti, kokteyl fotoğrafları göreceksiniz. Fotoğraflar için tıklayın.
"Hatay benim şahsi davamdır." diyen Atatürk, bağımsızlaştırmak üzere hasta yatağından çıkmasaydı; Hatay -bölgesi itibariyle PYD ya da hükümet elinde olabilirdi ama- IŞİD'in öncelikli tehditlerinden birisi olacaktı. Belki de Ali İsmail'in ya da Abdocan'ın kaderi bambaşka olacaktı. Sanırım, coğrafya kadar geçmiş ve bugünkü tarih de kader. Biraz cesaret toplasa Lazkiye'ye gidecek olan Utku
Comments