top of page
  • Yazarın fotoğrafıUtku Yılmaz

Yedik, içtik, sanırım doyduk, hesabı kim ödeyecek?

Malumunuz 5 Mayıs'ı 6 Mayıs'a bağlayan gece, İlyas Peygamber ile Hızır Peygamber yeryüzünde buluşurmuş. Buluşmaları o kadar bereketliymiş ki, biz de nasiplenelim diyen yeryüzü sakinleri yani biz faniler fırsat bu fırsat dilek dilemeye başlamışız. Farklı inanışlarda, bambaşka yerlerde yaşayan faniler bu buluşmadan nasiplenmek için farklı şekillerde ritüeller gerçekleştirirler. Bizim ritüelimiz 6 Mayıs'tan sonraki ilk pazar günü maaile pikniğe gideriz, hem büyük aile yemeği gerçekleştirir, hasret gideririz; hem de aynı gün genellikle anneler gününe denk gelmesi nedeniyle anneler gününü kutlarız. 


Bu yıl da gelenek bozulmadı, İstanbul'da yaşayan bizim nesil, Salihli'de yaşayan önceki nesillerimizi ziyarete gittik. Erkenden çimlere yayıldık, kahvaltımızı yaptık, sohbet ettik, top oynadık (voleybol gibi bi'şeydi), mangalımızı yaktık, bir büyüğe danıştık, ülkeyi kurtardık. Biraz belediyeye kızdık, seçim barajını aşağı çektik, kapalı olan seçimlerde oyumuzu ayyuka çıkardık. "İzmir'den iş alın da, daha çok gelin", "Ne zaman evleniyorsunuz?" gibi dilek, öneri ve şikayetleri "İnşallah, inşallah" diyerek Allah'a havale ettik. Bol oksijen, bol yeşillik, bol yorgunluk ve şimdiden başlayan özlemle hafta sonunu tamamladık. (Yediklerimi yazmayayım, ayıp)

Ve yine aynı şey oldu, Salihli'den çıktığımız an, Salihli'ye gidişimizin en uzak anı olması nedeniyle hüzünlendik. 


"Nerelisin?" diye sorduklarında gururla "Salihliliyim" dememe rağmen, biraz Kadıköylü olmuşum. Kadıköylü gibi kazanıyor, Kadıköylü gibi harcıyorum artık. 

Salihli güzel; ama Kadıköy de güzel;

ya da

Kadıköy güzel; ama Salihli de güzel.


Not: Şu an İzmir'deyim. Karşıyaka sahilde kahvemi höpürdetiyorum, çok canım arkadaşımı bekliyorum. Pazartesi günleri izin almak çok güzel. Sendrom falan yok. ^^

Utku

bottom of page