top of page

Gözlerindeki Işık ve Marina Abramovic

Yazarın fotoğrafı: Utku YılmazUtku Yılmaz

Marina Abramovic, zihnini ve vücudunu materyal olarak kullanan bir performans sanatçısı. Zihni ve fiziki zorlayan performansları, sanat yaşamının önemli yıllarını etkileyen aşkı ve protest tavırlarıyla yeni dönem sanatının belki de en popüler sanatçılarından birisi.

Uzun süredir kendisini ile ilgili yazıları okumamın sonunda, Londra Modern Sanat Müzesi (MoMA) 'nde 2010 yılında sergilediği, yaklaşık 40 yıllık sanat yaşamının kendince en önemli performanslarını kendisinin de içinde olduğunu 30 kişilik bir ekip ile gerçekleştirdiği performans günlerini öncesi ve sonrasıyla anlattığı belgeseli (The Artist Is Present) izlememle saygım bin kat arttı. Belgesel IMDB'den de hatırı sayılır bir puan almış. 40 yıl boyunca nefesimizi keserek yaptığı performansı için önce "öğrencilerini" hazırlıyor, ardından ziyaretçilere performe ediyor. Biz henüz doğmamışken sergilediği çalışmalarına bir daha can vermek fikri çok heyecan verici. Nihayetinde resim, heykel, müzik gibi bir sanat değil performans sanatı. Kayıtları yoksa, orada kalıyor; ancak dilden dile aktarılıyor.

Marina Abramovic

Sanat ile zanaatin oldukça karıştığı bir dönemde Marina Abramovic'in sanatı daha çok önemli bir hale geliyor. Bakış açıma göre bir eserin üzerinden yıllar geçse de değerini kaybetmiyor, hatta değer kazanıyorsa sanattır. Marina Abramovic'in 20'li yaşlarındaki performansları hala nefes kesiyor.  Belgeselde en çok dikkatimi çeken şey ise, çalışmalarını sergilerken ne kadar uçuksa, sokakta o kadar yalın. Dışarda görsek sanatçı der miyiz acaba kendisine? Bizi "Sanatçı dediğin tuhaf saçlar, pantolonlar, vb ile gezer" bilincine mahkum edenler utansın. Ayrıca sanatının enerjisi ile yaşını hiç göstermiyor, gözlerinin içi hala genç bir kız, hatta çocuk gibi parlıyor.


Sanat hayatının ilk yıllarında tanıştığı kendisi gibi performans sanatçısı olan Ulay ile yaşadığı aşkın sanatına yansıması da kaçınılmaz tabi ki.

Ulay ile birlikteliğinden sadece şahane performanslar kalmamış, aynı zamanda ballandıra ballandıra anlatılacak bir aşk hikayesi de çıkmış: Yıllarca birlikte çalışan Marina ve Ulay en büyük performanslarından olan Great Wall (Çin Seddinin bir ucunda Marina, diğer ucunda Ulay yürümeye başlar ve ortada buluşurlar) performansından hemen önce Ulay'ın bir başka kadınla ilişkisi ortaya çıkar, kadının hamile olması nedeniyle ayrılmaya karar verirler. Ancak tüm hazırlıkların yapılması nedeniyle, performans sonunda ayrılmaya karar verirler. Yani Çin Seddinde buluşma, bir kavuşma değil, bir ayrılık olur. "Merhaba-Güle Güle" buluşmasının ardından yıllar sonra Londra'da sergilenen performansta Ulay'ın ziyareti Marina'nın gözlerini aşkla parlatır:

Marina Abramovic'in sıra dışı performansları aslında bize ayna tutuyor, "Bu tuhaf bulduklarınız var ya, aslında sizin günlük hayattaki davranışlarınız" diyor. 1995'te İstanbul Bineali'nde katılmış olsa da; gönül ister ki, İstanbul'a bir daha gelse, Londralılara sergilediği performanslarının bir kısmını İstanbullulara sergilese, sanatı yaşasak.

Sevgiler,

Utku

Comments


twitter.png
linkedin.png
instagram.png
image.png
youtube.png
pinterest.png
spotify.png
eposta.png

Kaynak gösterildiği sürece tüm içerikler kullanılabilir.

bottom of page