“Şey” hatırlayamadığımız her sözcük için kullandığımız sözcük. Konuşmamızda sürekli kullandığımız, ancak hak ettiğini vermediğimiz. Bir sözlük yazarı hakkında nefis bir tesbitte bulunmuş:
Türkçemizin -maalesef- en güçlü kelimesidir. yaklaşık 50.000 aktif kelime olduğunu varsayarsak ve gündelik yaşantımızda 400 kelime ile konuştuğumuzu düşünürsek buyrunuz;
şey = 50.000 – 400
şey = 49.600 ayrı anlam.
On binlerce ayrı anlama gelen sözcük. Hemen hepimizin hayatının vazgeçilmez jokeri.
Bizi hep bekleyen, ne kadar gidersek gidelim, bizi asla bırakmayacak o sevenimiz gibi; her döndüğümüzde, bizi kabul eden. O kadar fark etmeyiz ki, hiçbir, her, bir,vs ile birleştiririz. Önemli olan o ilk sözcüktür ki, cümlemize “şey”i de koyuveriririz.
Çoğulu eşya olan “şey”e hak ettiği değeri veriniz; değer vermiyorsanız, boşuna oyalamayınız, diğer sözcükleri haznenize yerleştiriniz. Beni sinirlendirmeyiniz.
Çünkü, Can Babanın da dediği gibi, “şey” kendini “hiçbir şey” gibi hissediyor yoksa:
şey gibi hiçbir şeyim yahu satır yazamıyorum sanki kendimle değil dünyayla ölüyorum bağırsam bağırsam bağırsam bağırdığımı duymuyorum tek bir musluk var açık onunla akıyorum istemeden istemeden istemeden isteyereeeek ah sen ölüm denen topla köfte buluştuk bak cenabette içim rakı dışım su bu mahmur cinayette çocuklar çocuklar çocuklar sizlen doğmamış mıydık biz birlikte Can Yücel Saygılar,
Utku
Comments