top of page
  • Yazarın fotoğrafıUtku Yılmaz

Tek Kullanımlık Hikâye hakkında

Bizim için Tek Kullanımlık Hikâye oyununa gitme arzusu Yasemin'in Milliyet Sanat'ın (yanlış hatırmıyorsam) 2022 Temmuz sayısındaki Müzede Sahne hakkında haberini görmesiyle başladı. Sabancı Vakfı ve Sakıp Sabancı Müzesi, iklim krizini merkez alan üç oyun sipariş etmişti. Bu oyunlar Şebnem İşigüzel’in yazdığı, Zinnure Türe’nin yönettiği “Taş”, Nadir Sönmez’in yazdığı ve Ayşe Lebriz Berkem’in yönettiği “Libido” ile Volkan Çıkıntoğlu’nun yazdığı, Gülhan Kadim’in yönettiği “Tek Kullanımlık Hikâye” isimli oyunlardı. “Dünya 419 PPM Bir Sahne” başlığındaki bu buluşmaya yetişememiştik; ancak sezonun koşarak gitmek istediğimiz oyunlarındandı. Hem iklim krizi hem Kumbaracı50.

Koşarak gitme arzumuz, Kumbaracı50'nın Kumbaracı Yokuşunda olduğu, bizim de bu yokuşa bir hayli uzak olduğumuz gerçeğini değiştirmediği için, sezonun biteyazmasına yetiştik.

İyi ki yetişmişiz.

Sabancı Vakfı ve Sakıp Sabancı Müzesi üretim desteğiyle saheneye konan Tek Kullanımlık Hikâye, iklim krizi, kentsel dönüşüm, mahalle kültürü, eril iş hayatı, imkansız aşk gibi günlük (artık günlüğümüz olan) konuları ele alıyor. Kumbaracı50'nin küçük sahnesinde çeşitli nesneler dekor olarak kullanılıyor. Bizi zaman zaman mahalledeki inşaatın çatısında, zaman zaman mahalle düğününde, zaman zaman plazanın asansöründe, zaman zaman ise İstanbul sokaklarında takside olduğuna inandırıyor. İki kardeş ve bir arkadaştan oluşan mahallelinin ağzından anlatılan ve ardından canlandırılan anılarla hikâye hikâye gezdiriyor.

Hikâyeleri anlatırken, birazdan Müjgan olacağını söymemesini beklerdim. Seyirci olarak hemen değil, 10 saniye sonra anlardık. Her hikâye geçişinde belirtmelerine hiç gerek yoktu. Yangın ve yağmur sahnesinde bu durum çok daha netti: Turuncu ışık ve memnun bakışlarla yangın olduğunu, mavi ışık, kapüşonu kafaya geçirme ve hayal kırıklığıyla yağmur olduğunu anlıyorduk. Yangın ve yağmur olduğunu belirtmeye gerçekten hiç gerek yoktu. Ha seyircilerin küçük bir kısmını belirtince anladı; ama açıkçası o seyirci işleri bozanlar. (:


Seyirci demişken, ben Kumbaracı50 seyircisini çok severim. Telefonla uğraşma, partnere yanaşma, ayağa sallama, yerli yersiz gülme, yanındakine oyunu anlatma gibi oyun sonrası da yapılacak şeyleri yapmıyorlar, nerdeyse hiç. Seyircinin tertemiz iş çıkardığı bir oyundu.


Açıkçası metinden korkuyordum: iklim krizinin tek suçlusunun bireyler olduğunu ya da (tam tersinden) iklim krizinin tek suçlusunun kurumlar olduğunu ve sorumluluğu bireylerin almaması gerektiğini savunma ihtimalinden.

Son zamanlarda artan, zıt gibi görünen ama sorumluluk almaktan kaçması ve agresifliğiyle aynı olduğunu düşündüğüm bu iki fikirden birini sahiplenirse ve ben Kumbaracı50'den soğursam diye çok korkuyordum. Korkum nedensiz değil; iklim krizi, tiyatro sahnesinde olmasa da, plastik sanatlarda ve diğer metinlerde çokça işleniyor ve azımsanmayacak bir kısmı bu sorumsuzluğa ve agresifliğe sığınıyor. Tek Kullanımlık Hikaye ise, suçlu aramaktansa, bireyin çaresizliğini yani olanı anlatıyor.



Tertemiz bir metin, yönetim ve oyunculuk. Tiyatrodan beklentimiz.

Siz de yetişin.


Künye:

Oyuncular: İsmail Sağır, Murat Kapu, Meriç Rakalar

Yazar: Volkan Çıkıntoğlu

Yönetmen: Gülhan Kadim

Yönetmen Yardımcısı: Ceyda Akel

Sahne Tasarım: Efe Arslan

Sahne Tasarım: Zekeriya Ece

Kostüm Tasarım: Riyana Tufanova

Işık Tasarımı: İsmail Sağır

Afiş Tasarım: Önder Sakıp Dündar

Tek perde, 60 dakika.


Sevgiler

Utku


bottom of page