Almıyor gibiyim, almıyorum, aldım yaa derken yılı ve elbette iddiayı bitirdik. Bir sene boyunca hiçbir şey satın almadan yaşanır mıymış bakalım:
Bir hatırlama yapalım:
2015 benim için (hepimiz için elbette) sarsıcı bir yıl oldu. Ölmedim; ama, işte. Ben de kimsenin benim hayatımı değiştirmesini beklememeye karar verdim. Önce ben yapayım, arkamdan gelmek isteyen gelir dedim. Biraz bakındım; "Almadım" bloguyla karşılaştım. Hah, dedim, istediğim bu. Bir yıl boyunca hiçbir şey satın almama çabasına 1 Ocak 2016 ile ben de sessiz sedasız eşlik etmeye başladım. Beyaz yakalı, mobil, kentli hayatımın bu iddiaya asla uygun olmadığını düşündüğüm için sessizliğimi ilk çeyrek sonuna kadar korudum. Baktım ki üç ay boyunca oluyor, tamam ya, dedim, ben 9 ay daha böyle giderim.
Hesapta 2016 boyunca giysi, ayakkabı, dolap, koltuk, mutfak eşyası, elektronik alet, vs almayacaktım. Deterjan, kişisel bakım ürünler, yiyecek gibi tükenenlere ancak tükenince yenisini o da iyisini alacaktım. Dışarıda yemek yememe, araç kullanmama dikkat edecektim.
Bunlar yeteri kadar zor gibi göründüğü için, başka bir şey eklemedim; ama bunlar kolay olanlarmış.
Satın almadan vazgeçmek kolaymış, sahip olmaktan vazgeçmek zormuş, "Hayır" demek zormuş, vermek zormuş, bitirip yerine yenisini almamak ya da yenisine emek harcamak zormuş. Ama en ferahlatanlar da bunlarmış.
Örneğin:
Deterjan dolabıma baktım ve asla temiz ve domestik olmayan benim lüzumsuz bir yatırım yaptığımı fark ettim. Acaba satın alınca kendimi temiz mi sanıyordum? Dosta düşmana mıydı artistliğim? Bir gün temizlik yaparım diye mi tutuyordum? Temizliği ben bile yapmıyorum, başkasına yaptırıyorum; o da sadece belli ürünleri kullanıyor, devamı dolapta bekliyor. Üstelik planlamasız satın alma yapmışım. Kurumsal şirkette satın almacı olsam kovulmuştum. Fazla fazla, son kullanma tarihine bakmadan, ihtiyacım dışında. Birkaç tane hariç hepsini bitirdim, yerine kendim yapmaya başladım ya da bazı markalar denemeye başladım. Artık sadece organik deterjanlar kullanacağım. Dolabı boşaltmışken, içine ne koysam diye ara ara gidip bakıyorum. Sanırım içini doldurmak yerine, dolapla vedalaşacağım.
Keza kişisel bakım ve makyaj ürünlerim de lüzumsuzmuş. O kadar çok kırmızı ojem varmış ki, birbirinin aynısı. Artık oje almayacağım. Yılın yarısında oje sürmemeye karar verip hemen geri döndüm. Bu kadar deliliğe gerek yok.
En hızlı uyum sağladığım sadeleşme adımım giysi dolabımda sadeleşme oldu. Bunun önemli bir nedeninin birkaç senedir süren sadeleşmeme veriyorum. Artık ne istediğimi bilmemin de (yaşlanmak yani) önemli etkisi olduğunu düşünüyorum.
Yiyecek de öyle, ay reçeller, ballar, pekmezler. Turşular, sirkeler, soslar, kurular, yağlar. Neden o kadar fazlalar? "Tazeler dışında hiçbir şey almasam mı acaba?" diye düşündüm. Canımın istediğini yemek yerine, evde olanı yemek, önce evdekini tüketmek. "Canın evdekini istemiyorsa, eve neden onu aldın? Bir sonrakine alma, bu da sana ceza olsun." Eve alınca, tüketmiş olmuyoruz. Eve karnabahar alıp asla dokunmuyorsanız, karnabaharla beslenmiyorsunuz, karnabaharı satın alıyorsunuz, o kadar. Ben hardal sevmem; ama evden hardal çıktı. Hardalı kullanabileceğim yemekler yapmaya başladım. Sonra hardala da alıştım, iyisini arıyorum. (:
Mouse sonrası tişörtleri almam çok kolay olmuştu. Hemen kolayına alıştım ve açıkçası iddia için endişelenmeye başladım. Endişelerimin yersiz olmadığını; ama o kadar büyütülecek bir şey olmadığını fark ettim. Alışkanlık dediğin gerçekten ediniliyor. 21 gün iddialı; ama oluyor. Bakalım bundan sonraki zamanlarda satın alma alışkanlıklarım nasıl olacak?
Yılı kapattım. Dört parça şey satın aldım. Deterjan dolabımın şimdilik içindekilerinden kurtuldum, sıra dolabın kendisinde. Kişisel bakım ürünlerimden, makyaj ürünlerimden kurtulayazdım. Giysilerim, ayakkabılarım, çantalarım tamam gibi.
Beni en çok zorlayan anlar, olması gerekenin o olduğunu ve sadeleşmenin giysi dolabından ibaret olduğunu kanıksadığım anlar oldu. Hadi itiraf edin, siz de yapıyorsunuz:
"Nasıl yani Barselana'ya gelmişken magnet almayacak mıyız?"
"O sayılmaz, arabaya alıyorum."
"Satın almıyorum, arkadaşım verdi."
"Kendime değil, çocuğuma alıyorum."
"1 Ocak 2017'de alışverişe yumulmam inşallah" diye düşünmüştüm. Ben nihayetinde bir beyaz yakalıyım, hedeflerle yaşarım, hedefimi tutturdum mu, tutturdum; bitmiştir.
İlginç ki, hiç içimden gelmedi. İhtiyacım da yok zaten.
1 Ocak'ı da bitirdiğimize göre gelsin hayat bildiği gibi.
Ohhhhh
Utku
Comentários